22 Aralık 2010 Çarşamba

Öğrencilerimin İncilerinden (!)

Şimdi gece gece aklıma geldi de. Nasıl olsa tanıyan yok onları. Buradan biraz çemkirebilirim diye düşünüyorum. Özel bir üniversitede çalışıyorum. Yaş ortalaması 18-21 arası öğrencilerim var. Her gün dersime hazırlanıp, en sabırlı zırhımı kuşanıp, en gülümseyen yüzümü takıp sınıfa giriyorum. Derdim mi var, canım mı sıkkın, hava mı kasvetli, bunların hiç birisine aldırmaksızın, elimden geldiğince selfless olmaya çalışıyorum öğrencilerime karşı. iyi niyetli, anlayışlı olmaya çalışıyorum. Asla azarlamıyorum. Emretmiyorum. Özendirmeye çalışıyorum. Kolaylaştırmaya, sevdirmeye çalışıyorum. Ama ne yazık ki çoğu zaman emeklerimin karşılığında aldığım şey klasik bir öğretmen genellemesi olan  nefret oluyor. İngilizce öğrenemeyen beyinler zamanla anlattığım konulardan, kurallardan, derslerden, okuldan ve de sırası gelince benden nefret etmeye başlıyor. Ve bu noktada, terbiye-ahlak dinamiklerinin eksikliğinden doğan davranış bozuklukları baş gösteriyor. 
Burası bir üniversite. En yüksek mercideki eğitim kurumu denebilir. Bir çok insanın kapısından girmek uğruna maddi-manevi zorluklara katlandığı bir kurum. Ama burası bir özel üniversite. İsmi lazım değil..Belki yurdum insanının bulunduğu illerdeki devlet-özel üniversitelerindeki öğrenci profili daha farklıdır, ama  buradakiler.. öğrencilerin yaptığı şeyler... Acaipler  ve de " yahu nereye gidiyor bu memleket" dedirtiyorlar azizim....
Bir kaç örnek sunayım size.. Taze taze yaşanan enteresan diyaloglar...

  • "Okulda bir sanat fuarı olsa sergilemek istediğiniz yeteneğiniz" konulu tartışmada bir öğrenci çok iyi atıcı olduğunu söyledi. Ne attığını sorunca "silah tabiki" dedi. Bunun nesi sanat,nasıl sergileyeceksin, nereye ateş edeceksin deyince de "size tabiki" dedi. Korkmalı mıydım?
  • Q7 diye bir araba varmış. Bir öğrencimin masasının üzerinde anahtarı arzı endam etmekte idi. Sıraya Q7 anahtarı ile vurup konuşmamı engellemeye çalışan öğrenciye anahtarı işaret edip kaldırmasını söyleyince "bu araba kaç para biliyor musunuz?" sorusu ile karşılaştım. Kıskanmalı mıydım?
  • 5 kere anlatmama rağmen hala konunun en basit kısmından sorusu olan bir kız öğrencim, 6.kez tüm konuyu en baştan anlatmamı istedi. Nesini anlamadın diye sorunca "hiçbişe anlamadım ki" diye cevap verdi. "Neden anlamadın sence?" dedim, "zaten hiç dinlemedim ki" diye yanıtladı. Ağlamalı mıydım? 
  • ağzını sonuna kadar açıp önümde -çok afedersiniz- hayvan gibi bir ses çıkararak esneyen öğrenciye tüm sınıf katıla katıla güldü. Esneyen öğrenciye istemeden de olsa tiksintiyle bakarken, o da bana bakıp "ne var?" dedi. Ben de gülmeli miydim?
Yani nedir şimdi bu?
Bir eksiklik var, ama ciddi bir eksiklik. Temelden, en içten,en elzem malzemelerde bi eksiklik var. İyi niyet alay konusu oluyor. Ciddiyet ise nefret sebebi. "Okula eğlenmek için geldik bu hoca da nerden çıktı?" modundalar genellikle.. Öğrenmeye isteksizler, başarıya hevessizler, derslere gönülsüzler. İzledikleri tüm diziler, dinledikleri şarkılar, kullandıkları tüm markalar yabancı dilde, ancak bu gençler İngilizce öğrenmek istemiyor. Bölümleri full ingilizce psikoloji, hukuk, kamu, mühendislik, felsefe.. vs,vs.. Bölüme geçebilmek için hazırlığı geçmeleri gerekiyor önce. Ama geçmek gibi kaygıları yok. Okumak gibi idealleri yok, kendilerine inançları yok. Sınıfta anırarak esneyen arkadaşlarına gülmek onlara daha cazip geliyor. Zahmetsizce edindiği Q7 sinin anahtarını gözümüze sokmak daha cool geliyor.

Yukarda bahsi geçenler nispeten hafif şeyler.. Başka yaşanan şeyler de var. Mesela başka arkadaşların başına gelen daha karmaşık olaylar...
bu konu hakkında kafam attıkça ara ara yazacağım yine. Sitede "eğitim" diye kategori açmıştım evvel zaman içinde.. Aslında yazacak çook malzeme var da.. Neyse.. Şimdilik bu kadar..

Huzurla kalın...

4 yorum:

  1. Şımarıklıktan başka birşey değilmiş yaptıkları. Okurken bile sinirlendim.

    YanıtlaSil
  2. Evet maalesef şımarıklar,ve asıl sinir bozucu olan şey ise bu davranışları hayat tarzı haline getirmeleri... sadece bana karşı değil hayata karşı da lakaytlar.. Üzücü..

    YanıtlaSil
  3. Canım arkadaşım arkamdan bir öğrenci benim için ne dedi biliyomusun ''bu kadın hamile mi yoksa şişko mu? '' ki 7 aylık hamileydim, sence dönüp öğrencinin yanına gidip ''senin beynin var mı yoksa var gibi mi yapıyorsun'' demeli miydim ki duymamış gibi davrandım. Sonra sınav gözetmenliği yaptığım sınıfta sınavdan çıkan bir öğrenci ''hayırlı doğumlar'' dedi sence teşekkür etmeli miydim? ki öle bakakaldım, afallamış bir yüz ifadesiyle. Birkaç öğrenci ''hocam canınız birşey çekiyor mu gidip kantinden alalım'' diye hamilelikle ilgili bayat klişe espriyi bütün ders boyunca tekrarladıklarında sence kantine gönderip birşeyler aldırsa mıydım? ki yok sağolun diyerek alaylarını içime attım çünkü amaçları sadece dersi kaynatmaktı, beni düşündüklerinden değil yani. Daha kötüleri de var, ama sen zaten biliyorsun patavatsızlık düşüncesizlik kapasitelerini, yine de seviyorum ve acıyorum durumlarına çünkü hayatta başarılı saygılı bir varoluşları olmayacak kendilerini düzeltmezlerse...

    YanıtlaSil
  4. vay canina... hamilelik hormonlari ile birlikte iyi sabretmissin masallah. kulaga cok kotu geliyor su an soyledikleri seyler.. Allah akil fikir versin, son cumlene aynen katiliyorum, kendilerini duzeltmezlerse ilerde 'bu duyarsizlikla' ezilip gidecekler bence de...

    YanıtlaSil

Dediniz ki;