12 Aralık 2009 Cumartesi

Şaşırtan Lezzet: Tava Pizzası



Heeeyy,bakın ben geldim bu uzun aradan sonra. Hala okuyan-takip eden var mı bilmem.. Ama ara sıra her blog yazarına olduğu gibi bana da bir tembellik geldi. Epeydir ihmal ettim bu mekanı. Aslında yeni tarifler de denedim, gezme tozmaya da devam ettim ama napim içimden gelmedi herhalde yazmak. Bu aralar hayatımızda değişmek üzere olan pek çok şey var. Onların etkisinde ve hayatımızda yarattığı belirsizliklerle yaşamaya çalışıyorum. Uzun süre önce bahsetmiştim eşimin gelecekle alakalı ikimiz için planları olduğundan. Evet,beklenen cevap geldi, eşimin doktora başvurusu kabul edildi. Bu ay sonunda bi aksilik olmazsa (ya da hali hazırdaki aksilikleri aşabilirsek) kendisi ABD yolcusu. Ben mi? Ben ise mevcut okuldaki pozisyonumu yarı dönemde bırakamayacağım için yaza kadar buradayım. Yazın evimizi kapatıp ben de onun yanına gideceğim inşaallah. Altı ay kadar ayrı kalacağız... Bizim için bir tazelenme olur,hem maddi hem de manevi açıdan diye ümid ediyoruz. Neyse hayırlısı bakalım,bize dua edin..

Geçtiğimiz haftasonu eşimin anneannesi ve teyzesi gelmişlerdi bize, Pazar kahvaltısına internette bulduğum bu tavada yapılan pizza tarifini denedim. Şaşırtıcı ama gerçek,yarım saatte tam iki tane süper lezzetli pizzamız oldu. İşte tarifi aşağıda..


TAVA PİZZASI

Hamuru için;
  • 4 kahve fincanı un
  • 2 kahve fincanı yoğurt
  • 1 fiske tuz
  • 1 paket kabartma tozu
Sosu için;
  • 2 yemek kaşığı salça
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • Bir tatlı kaşığı kekik
Üstüne;
  • Sucuk,domates,biber,mantar,mısır,kaşar peyniri vs. Kısacası pizza üstüne konabilecek evde ne malzeme varsa:)
Yapılışı;
Hamur için tüm malzemeleri karıştırıp iyice yoğurun. Hamur ele çokça yapışan bir dokuya sahip olacaktır. Daha sonra bu karışımı teflon bir tavanın tabanına ellerinizi hafifçe ıslatarak yaydırın. Tavanın dibini yağlamanıza gerek yok. Daha sonra iyice düzlediğiniz pizza tabanının üstüne sürmek üzere sos malzemelerini karıştırıp ketçap kıvamına getirin. Hamurun üstüne eşit olarak yayın. Kaşarın rendeleyip soslu hamurun üstüne serdikten sonra istediğiniz malzemeleri serpiştirin. Pizzanız pişmeye hazır! Kapağını kapattığınız tavanın altını tamamen kısın ve 15 dakika kadar altını ara ara kontrol ederk pişirin. Yaklaşık 15 dk yoğurması ve de 15 dk pişme süresi olmak üzere toplam yarım saatte hazır oluyor. Sonra ise afiyetle yiyorsunuz!



NOT: Ben malzemeleri kahve değil neskafe fincanı ölçüsüyle yaptım,hamuru ikiye böldüm. Birini peynirli diğerini sucuklu olmak üzere iki çeşit yaptım. 4 kişiye yetti ve de arttı:)

13 Eylül 2009 Pazar

İftar Daveti 4 : Annemler Geldi! :)


İftar iftar gezen ben en sonuna evime bir çift misafir konuk edebildim:) Nihayet çok sevgili annemler geldi!Koşuşturmacadan dolayı masanın fotoğraflarını çekmek nasip olmadı. Ama onlara ufak tefek bazı sürprizler hazırladım. Mesela evin dış kapısının üstüne kocaman bir hoşgeldiniz yazısı astım. Böylece daha kapıyı çalmadan tarafımızdan karşılanmış oldular. Yemekte neler olacağını bir menü olarak yazdım ve bilgisayardan çıktısını alarak üstte görüldüğü gibi bir çerçeveye asarak masanın üstüne yerleştirdim. Masayı da güzelce hazırladım ve çok sevgili ailemi beklemeye koyuldum. Geldiklerinde neredeyse her şey hazırdı, fındık lahmacunlar hariç,onu da kızkardeşimle birlikte hazırlayıverdik. Yemek esnasında annemle babamın diyalogları çok komikti. Annem şimdiye kadar evde doğru düzgün yemek yapmamış olduğum için hazırladıklarıma bir yandan şaşırıyor bir yandan da "sen beni geçtin artık kızım" diyordu. Buna karşılık babam onu teselli edeceği yerde, "tabiki de geçti,hem de dozerle seni yıkıp üstünden silindirle geçti,nihahahaa" diyordu... Canım annem, ondan zamanında gördüklerimi internetten okuduklarımla hatırlayarak uygulamaya geçiriyorum sadece, ama eğer yaptıklarım yenebilir oluyorsa, bu tamamen senin güzel ellerindeki bereketin bana az da olsa sirayet etmesindendir...

Zaten, henüz risk yönetimi yapacak kadar profesyonelleşmediğimden, yaptığım şeylerin çoğunda ham madde olarak hazır şeyler kullanıyorum; örneğin baklava.
Evet yukarda dediğim gibi sofranın ve diğer yemeklerin resimlerini çekme fırsatım olmadı heyecandan dolayı, ancak hazır yufkadan ilk defa yaptığım baklavayı fırından çıkarır çıkarmaz resimleyebildim. Herkese tavsiye ederim, sadece 3,75 TL'ye BİM'den aldığım yufkalarla yaptığım baklava harika oldu!
Tek yapmanız gereken aldığınız paketin üstünde yazılanları aynen uygulamak! Ve sonra da (benim gibi) tatlı fırında pişmekte iken seyrederken sevinç çığlıkları atmak! :)



Bir başka hazır hammaddeli yemeğim ise fındık lahmacunlar. Fırından 1,00 TL'ye aldığım bir adet ekmek hamuru ve 200 gr kadar kıyma ile aşağıda gördüğünüz gibi yaklaşık 20 tane minik lahmacunum oldu. Görüntü itibariyle biraz amatör dursalar da tat olarak hazırlarından pek bir farkı yoktu! Bir de canım anneciğim kendisini geçtiğimi sanıyor,halbuki her şey hazır imalat:)


Ya işte böyle arkadaşlar... İftar daveti paylaşımlarım devam edecek, herkese bereketli günler...

9 Eylül 2009 Çarşamba

İftar Daveti 3: Büyük Buluşma Sofrası


İki gün önce, yani pazartesi akşamı, üniversiteden arkadaşım Ayşe'nin kuzenlerini İstanbul'a üniversite kaydına getirmesi vesilesi ile 3 yılın ardından tekrar buluşma şansı yakaladık. Buluşma mekanımız daha önce burada bahsettiğim bir diğer arkadaşım Hatice'nin evi idi. İftar daveti ile bizleri toparlayan arkadaşım Ayşe'nin şerefine çok şık bir masa hazırlamış ve de harika şeyler pişirmişti. Şimdi canım Haticemin sofrasına şööyle bir göz atalım;

Menümüzde şunlar vardı;
Erzurum usulü ekşili çorba

Havuç kavurması
Közlenmiş patlıcan salatası
Yeşil salata
Kabak kızartması
Zeytinyağlı taze fasülye(Benden:)


Zeytinyağlı biber-patlıcan dolması(Hilalden)

Peynirli börek(Hilalden)
Kuru fasülye güveci
Fırın poşetinde iç pilavlı tavuk dolması

İrmik helvası (Benden, hazır Dr. Oetker helvası )
Karışık baklava-kalburbastı
Mini meyvalı tart


Bu güzel gece için bir zamanların efsanevi grubu "Grup Bütebakan"ın çok değerli tüm üyelerine en içten teşekkür ve muhabbetlerimi yolluyorum... :)
Herkes sevgi ve umutla kalsın lütfen...

6 Eylül 2009 Pazar

İftar Daveti 2: Nilgün Hocamızdan


Geçen akşam iftarda Anadolu yakasındaydık,toplanıp taaa Küçükyalı'ya, Nilgün hocamıza iftara gittik. İçtenliği, sevecenliği ve tecrübeleriyle kalbimizde yer eden hocamız bu kez de mutfaktaki hünerleri ile midemizi fethetti. Zengin bir menü ve ardarda eklenmiş 3 şık masa karşıladı bizi evinin terasında,hep bir arada kalabalık bir sofrada, çaylı-çorbalı çok zevkli bir iftar yaptık. Bu güzel akşam için kendisine tekrardan teşekkür ediyorum herkes adına...

Bu güzel menüde şunlar vardı;
İftariyelik kuruyemişler

Mercimek çorbası
Köz patlıcan salatası

Köz biber
Ispanaklı kol böreği

Mevsim salata

Fırında tavuk

Fasulyeli Karadeniz pilavı

Nohutlu pilav
Mantı
Çikolata soslu yalancı tavuk göğsü




Ve olmazsa olmazımız miss gibi çay:)


Tabii gecenin iftar kısmı bitikten sonra demli çaylar eşliğinde tatlılara geçildi. Tam bu esnada Nilgün hocam hepimize güzel bir sürpriz yaparak, Osmanlı'dan bir iftar daveti geleneği olan "Diş Kirası"nı bizlere küçük hediyeler sunarak uygulamış oldu.

İşte bu da bana çıkan hediye:)

Aynalı kutu;)


Bu da bizim Nilgün hocamıza hediyemiz:) Ne şirin bi küvet değil mi? Banyo için hoş bir aksesuar olabilir..

3 Eylül 2009 Perşembe

İftar Daveti 1: Fadime'den :)


Bu Ramazan iftar davetleri hayli yoğun. Neredeyse iki akşamda bir bir yerlere davetliyiz. Aşağıda iş yerinden bir arkadaşımın davet sofrası var. Epeyce kalabalık bir kadro olarak gittiğimizden dolayı çok ayrıntılı fotoğraf çekme imkanım olamadı ama menüsünü fikir verme açısından paylaşmak istedim.

Menümüz şöyleydi;

Mercimek çorbası
Yoğurtlu havuç kızartması
Zeytinyağlı barbunya
Közlenmiş kırmızı biber
Karışık kızartma
Çoban salatası
Karışık turşu
Fırında köfte-patates
Pilav
Elif tatlısı
Güllaç


Elif tatlısı Hatice Nur'un marifeti:) Tarifi yakında... :)


Bu güzel sofra için Fadimeciğime çook teşekkürler tekrardan!..
Davet sofası paylaşımlarım önümüzdeki günlerde devam edecek. Şimdilik hoşçakalın, afiyetle...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Fırında Makarna

Merhabalar... Mayıstı, hazirandı, ağustostu derkeeenn.. Bir de bakmışız ki ağustosun da neredeyse sonuna varmışız değil mi? Tabii bunu biraz da paylaşma,sabretme ve şükretme neşesiyle evlerimizi dolduran çok sevgili Ramazan ayına borçlu bulunmaktayız. İftarlar (ve dahi sahurlar) için iş dönüşü pişirilecek pratik tarifler araştırmaktayım bugünlerde... Gerçi böyle zor günler için az miktarda buzluk stoğu yapmıştım ama şimdilik ağırdan alıyorum,enerjim tükenmemiş ise farklı şeyler yapmaya çalışıyorum. Aşağıdaki tarif de tam istediğim gibi, pişmesi pek zahmetli olmayan, aksine tadı peeek bir lezzetli olan "beşamel soslu fırında makarna". Eşi makarnayı çok sevdiği halde sırf kendisi sevmediği için onları makarnadan mahrum eden tüm ev hanımlarına ithaf olunur... (Kim mi? Mesela küçük bir kız:)



Malzemeler

  • Bir paket makarna (aslında bucati ama ben kalem penne kullandım)
  • 2 lt su
  • 1 yemek kaşığı tuz
Sosu için,
  • Beşamel sosu(ben hazır kullandım)
  • Bir tutam maydanoz
Üzerine,
  • 1 su bardağı kaşar rendesi
  • 1 yumurta

Yapılışı
2 lt suyu kaynatıp tuzunu katın. Ardından makarnaları atıp 10 dk hafif diri kalacak şekilde haşlayın. Bu esnada hazır beşamel sosunu pişirin. Süzdüğünüz makarnayı uygun boyutta bir borcama döşeyerek ince kıyılmış maydanozunu ilave edip üzerine beşamel sosunu dökün. Sosu makarnaya karıştırarak iyice yedirin. Ardından kaşar rendesini bir yumurta ile çırpın ve makarnanın üstüne her tarafına gelecek şekilde yayın. Fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin(15 dk kadar). Dilerseniz beşamel sosunu koymadan önce içine küp doğranmış sucuk-salam-sosis yada ufalanmış beyaz peynir de ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun..

Herkese mutlu iftarlar!



22 Ağustos 2009 Cumartesi

Hayırlı Ramazanlar...

Öncelikle herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum.. Aşağıda Ramazan arifesinde kızlarla gittiğimiz bir kafede yediğimiz dondurmalı tatlılar var. Malum yaz Ramazanı, iftar sonrası tatlı olarak hafif bir şeyler sunmak istediğinizde yardımcı olabilir diye resimlerini yayınlıyorum... Çok leziz, hafif ve evde yapımı kolay dondurmalı sunumlar...

Kup Amerette (Benim tercihim:)
(Bademli,karamelli,vanilyalı dondurma,çikolata sosu ve rulo gofret ile)


Banana Split
(Bütün muz,kivi,çilek ve karamel sosu ve kream şanti ile)


Sağlık ve mutlulukla kalın...

2 Ağustos 2009 Pazar

Tatil Notları...


Daha önceki yazılardan birinde kısa bir tatil yaptığımızı duyurmuştum ancak resim paylaşımları uzun sireceği için bu zamana kadar oyalandım. Tatilimiz için bu yıl Bodrum'a gitmeyi tercih ettik. Kararı vermek aslında epeyce uzun süre aldı. Mayıs ayından itibaren ikimiz de tatil tatil diye sayıklamaya başlayınca gideceğimiz yerin kesinlike deniz kenarı olması gerektiği kanaatine vardık. özlediğimiz şey denizde geçen bir gün,güneşlenmek, akşamüstü sahilde oturup güneşin batışını izlemek ve de tamamen dinlenmek ve bunu da kalabalık sahillerin insan seline boğulmadan huzurlu,sakin bir ortamda yapabilmekti. Sonra netten araştırırken Bodrum yakınlarında küçücük bir koy bulduk. Marmaris'e 30 km uzaklığında, dağların arkasında fazlaca bilinmeyen tertemiz bir yerdi burası. Açıkçası internetteki resimlerine aldanıp sonra hayal kırıklığı yaşamaktan epeyce korkarak karar verdik ama kesinlikle gittiğimize değdi. Tabi oraya varışımıza kadar da yol üstü nimetlerinden faydalanmayı unutmadık. İstanbuldan sabahın erken saatlerinde yola düştük. Eskihisar iskelesinden arabalı vapurla direk Bursa'ya geçtik. Bursa'ya vardığımızda hemen en yakın lokantada pideli köftemizi de yeyip etrafı gezmeye koyulduk. Çarşıyı, Ulu camiyi ve Karacabey civarındaki bir arkadaşımızı da ziyaret ettikten sonra akşam olunca biz de yola çıkmayıp geceyi Bursa'da geçirmeye karar verdik. Ertesi sabah yine erkenden yola çıktık ve yol üstünde Gölpark adlı bir tesiste kahvaltımızı yaptık. Ardından tekrar yollara düştük, sırada İzmir vardı.İzmir'de de önce Konak sonra da Narlıdere'ye gittik. Narlıdere'de eşimin tarafından eski bir aile dostunu ziyaret ettik. Ancak onların yoğun ısrarı ile de bir geceyi de burada geçirdik. Ama harika vakit geçirdik. Eklemeden edemeyeceğim, akşam yemeği için hep beraber gittiğimiz Hamsiköy'de yediğimiz Akçaabat köfteden son derece memnun kaldık. Gidecek olanlara rahatlıkla tavsiye edebilirim. İzmir'den Aydın'a doğru yolda giderken yolda Efes tabelasını görünce bu kez de Efes'i görmeden geçmemeliyiz dedik

ve tabiki de güzel bir tarihi gezi yaptık.

Efes çıkışı öğle yemeği vakti gelmişti,yine yol üstünde çok doğal bi mekanda gözleme yiyelim dedik. Otlu peynirli ve patatesli gözlemeler sunumuyla da lezzetiyle de bizi mest etti.

Zaten planımız da iki günü yollarda geçirip ardından tatil için tuttuğumuz aparta gitmekti. Ve nihayet tatil mekanımıza ulaştık. İki koca dağa kalp çarpıntıları ile tırmanıp indikten sonra karşılaştığımız manzara gerçekten harikaydı.

Gittiğimize gerçekten değdi diyebilirim. Havası tertemiz,doğa ve deniz içiçe... Her şeyden öte tam istediğimiz gibi sakin sessiz bir yer...

Tabi sakin olmasında bizim tatil için sezon tam başlamadan gitmemizin payı büyük.

Sabah kahvaltıdan sonra 10 gibi denize girdik, öğlen sıcağında çıkıp 3 civarında bir daha girip akşama kadar çıkmadık. Bol bol güneşlendik,sadece 5 gün olan tatil tamamen bronz olmama yetmedi ama sanırım bir yıl yetecek kadar güneş depoladım kendime..

Umarım hepinizin de tatili çok güzel geçiyordur, şimdilik bu kadar...
Mutlulukla kalın...





31 Temmuz 2009 Cuma

Kıymalı Mini Pide ve Limonlu Haşhaşlı Kek

Bugün Cuma, yani sadece yaz süresince sahip olduğum hafta içi boş günüm. Hafta içinde boş olan bir güne alışkın olmadığım için bugün sabahtan beri ne yapsam ne yapsam diye düşündüm durdum. İlk önce aklıma kahvaltıdan sonra hemen çıkıp Kadıköy'e cuma pazarına gitmek geldi. Sonra hava sıcak diye vazgeçtim. Ardından evimize yakın bir alışveriş merkezine gidip biraz tur atsam dedim, sonra yine "amaaan,iyisimi evde oturup yeni bir tarifler deneyeyim" dedim. Uzun zamandan beri dolapta duran hiç açılmamış iki paket unu görünce unlu bir şeyler yapma konusunda kararım kesinleşti. Memlekete gittiğimde annemin yemek dergilerindeki tarifleri karıştırıken beğendiğim sayfaların resimlerini çekmiştim. Eve gelince tüm bu resimleri kategorilerine ayırıp arşivleyerek ilk sırada denenecekler listesine koydum. O yüzden bugün tarif deneme olayına o resimlerden başladım. Sofra dergisinin çook eski sayılarından iki leziz tarif seçtim. İlk önce tuzlu ile başlayayım paylaşıma:)

Kıymalı Mini Pide



Malzemeler


Hamuru için;
  • 4 su bardağı un
  • 1 paket toz maya
  • 1 çay kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1.5 su bardağı ılık su

Harcı için;
  • 300 gr kıyma
  • 3 sivri biber
  • 1 adet soğan
  • 1 adet domates
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • İsteğe göre karabiber-pulbiber

Üzeri için;
  • 1 yumurta
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ

Yapılışı;
Önce hamur için genişce bir kapta un,tuz,şeker ve toz mayayı karıştırın. Ortasını havuz gibi açarak su ve sıvıyağı ekleyin. İyice karıştırıp yumuşak bir hamur elde edin. Hamuru mayalanması için yarım saat üstünü nemli bir bezle kapatıp bekletin.

İç harcı için soğan ve sivri biberi kavurun. Ardından domatesleri rendeleyip ekleyin. Sonra kıymayı ekleyip iyice kavurun. Kıyma suyunu salıp çekince altını kapatın. Tuz ve baharatlarını ekleyip son kez karıştırın. Arzuya göre maydanoz da ekleyebilirsiniz.

Mandalina büyüklüğünde parçalar kopararak eliniz genişliğinde düzleyin, içine uygun miktarda iç koyarak kapatın. Yukarıdaki ölçülerle yaptığım hamurdan 11 adet mini pide çıktı. Hamur bitince 175 derece önceden 4 dk ısıtılmış fırında üstleri iyice kızarana kadar pişirin.

Sonuç: Pişerken mis gibi kokular yayan bu mini pideyi tadan eşim yerken de pastane açıp bu pidelerden evlere işyerlerine satmak gibi hayallere daldı. Hayallere dalarken de bir oturuşta 6 tanesini götürdü:)
Anlayacağınız tadı tescillendi; süper:)

Ve sırada kek:)

Limonlu Haşhaşlı Kek



Malzemeler
;
  • 2.5 su bardağı un
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 3 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağından bir parmak az sıvıyağ
  • Yarım limon suyu
  • 2 limon kabuğu rendesi
  • 100 gr haşhaş
Yapılışı;
Yumurtaları ve şekeri çırpın. Ardından süt, yağ, limon suyunu ekleyip iyice birbirine yedirin. un ve kabartma tozunu ekleyip özleşene kadar karıştırın. Sonra haşhaşı bir cezveye alıp üzerine yarım su bardağı su ekleyin. Suyu bitene kadar pişirin. Bu işlem 5 dk ancak sürüyor. Son olarak haşlanmış haşhaş tohumlarını ve limon kabuğu rendesini de ekleyip karıştırın. Yağladığınız kek kalıbına karışımı dökerek önceden 175 derecede 4 dk kadar ısıtılmış fırında 40 - 50 dk kadar pişirin.

S
onuç; mis kokulu puf puf yumuşacık bir kek:) Hem de çilli:)
Bir tavsiye: Vanilyalı dondurma ile servis edildiğinde harika oluyor!

Lezzetle kalın!

15 Temmuz 2009 Çarşamba

İlknur Abla Gezisi :)



Tüm bloglarda bir yaz durgunluğu var bu ara arkadaşlar. Sebebi malum,tatil sezonu.. Bloglara ara verme sezonu. Benim blogumda da istemeden kısa bir ara oldu ama bundan sonra sık sık yazmaya çalışacağım inşallah, zira anlatacak şeyler ve paylaşılacak fotolar epey birikti. İşin kötüsü takip eden kuzenlerim dalga geçmeye başladı, en son eklediğim muffin bayatladı diye:) Her neyse...

İki hafta önce Bodrum'daydık, yıllık iznimizin bir haftasını orada harika bir koyda tatil yaparak geçirdik. Bundan daha sonra ayrıntılı olarak bahsedeceğim. ama bu yazının konusu geçtiğimiz cumertesi Kdz. Ereğli'de oturan kuzenime yaptığımız ziyaret olacak. İki araba doluşup gittiğimiz kuzenim, iki küçük çocuğuna rağmen çook güzel şeyler hazırlamıştı. Yaz menüsü olarak ilham verme açısından sofrasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Önce salatalardan başlayalım.

Hafif tadıyla makarna salatası


Yoğurtlu patates ezmesi


Közlenmiş kırmızı biber


Annemin zeytinyağlı sarması ve biber dolması


Ve sırada hamur işleri;

Karışık pizza


Peynirli gül börek


Mantar kurabiye

Ve tabiki de benim favorim, tatlılar!

Harika ev yapımı top top profiterol ve
mis gibi kahve kokulu tiramisu! Muhteşemdi!!..


Servis tabaklarında bu iki harika lezzete Dr Oetker hazır dondurması eşlik etti. Sunum çok şık değil mi?


Ve bahsetmeden geçemeyeceğim bir tatlı daha vardı; Dileğin kucağında uyumaya çalışan Kerem:) 41 kere maşaallah, ablası İrem gibi Kerem de dünyalar tatlısı bi şey!


Hasılı kelam; yemeğin bahane olduğu muhabbetin şahane olduğu, 40 yılda bir denecek kadar seyrek olan
çok güzel bir gün oldu, umarım bundan sonra böyle günleri daha da sıklaştırabiliriz. Buradan kuzenim İlknur Abla'ya da tekrardan teşekkür ediyorum herkes adına:)

Efendim tüm blogger halkına da mutlu yaz günleri diliyorum..

Sağlıkla...